Aralarında profesör, doçent gibi akademik unvanlara sahip olanların bulunduğu 21 üniversite mensubunun, imzaladıkları bir yazılı metin nedeniyle gözaltına alınması, gerici iktidarın artık söyleyecek sözünün kalmadığının ispatıdır.
Diktatör 70 milyon insana “susun ve emirleri yerine getirin” diye seslenmektedir. Emir dün “akil adam olunacak. Ol!” idi. Bugün tek bir kelime: Sus.
Susanlar ve başkalarını da susturmaya çalışanlar, ülkeyi uçuruma götürenlerin suçuna ortak olurlar.
Zengin sınıfların hakim olduğu ülkelerde tek ilke bu hakimiyetin sürmesidir.
Buna rağmen, demokrasi denilir, insan hakları denilir, ülke yönetimi bir biçimde kurallara bağlanır, ilkeler tarif edilir.
Yönetenler artık işin içinden çıkamamaya başladıklarında ise bu ilkeler artık yalandan da olsa hatırlanmaz hale gelir.
Bugün ülkemizde yaşanan budur.
Vatan, millet, din, iman, namus...
Bunlar artık kelimelerden ibarettir. Ülkemizi yöneten tek bir ilke var artık: Diktatöre itaat.
Dün “çözüm süreci” diyen, kendisine bağlı MİT'in “Öcalan'la Kürt sorununu çözmek için görüştüğünü” duyuran diktatör, bugün bambaşka bir şey yapabilir. Diktatörün yalakalarına göre sorun yoktur, sorgulanmamalıdır, herkes ona itaat etmelidir.
Dün IŞİD için “onlar terörist değil, tepkili müslümanlar” denilirken, bugün “IŞİD'le en büyük mücadeleyi biz veriyoruz” açıklamaları yapılabilir. Beklenen, herkesin düşünmeyi, sorgulamayı bırakıp alkışlamasıdır.
Dün, CIA gözetiminde muhatap aldıklarını, bugün “tek bir tanesi bile sağ bırakılmayacak teröristler” olarak tanımlayabilirler. Dün, “analar ağlamasın” edebiyatı yaparken, bugün “çocuklar öldürülmesin demek terör örgütünün ağzıyla konuşmaktır” buyurabilirler.
Biz bu dümeni kırık geminin, bu şuursuz kaptan ve bu sarhoş tayfayla karaya oturacağını düşünüyoruz.
“Susun ve reisin söylediğini yapın” diyenlere dur demek yerine, her ağzını açanı susturmaya kalkışmak, halkımız için bir toplu intihar şekli olabilir ancak.
Bu şekilde ülkenin parçalanması, yabancı devlet ve kuruluşların hükmünün geçerli olması, dağılma kaçınılmaz hale gelecektir.
Görüşü, Kürt sorununa yaklaşımı, tavrı ne olursa olsun, tüm halkımız bugün akademisyenler üzerinde estirilen teröre karşı çıkmalıdır.
Hep beraber söylememiz gereken söz bellidir: Erdoğan'ın askeri olmayacağız!
Komünist Parti
Merkez Komitesi