Komünist Parti, bu düzenin barbarlığına ve karanlığına karşı eşit, özgür ve bağımsız bir ülke hedefiyle mücadele edenlerin partisidir. Komünist Parti, senin partindir.
Komünist Parti’ye neden ihtiyaç var?
Bu soruyu yanıtlamadan önce başka bir soru soralım:
AKP, etnik köken ve dil ayırt etmeden emekçilere, yoksullara, kadınlara, LGBT’lere, kendi dayattığı yaşam tarzını benimsemeyenlere, toplumun boyun eğmeyen tüm kesimlerine saldırıyor. Durmadan, bıkmadan, usanmadan...
Peki AKP, bu cüreti nereden alıyor?
AKP, emperyalistlerin ve patronların partisi. Arkasında büyük para babaları, medya patronları, emperyalist ülkelerin desteği mevcut. AKP arkasına on yıllardır solculara, emekçilere, Kürt yoksullarına karşı mücadele ederken devletin biriktirdiği karanlığı almış durumda. Burası tamam... Ama bu cüretin başka bir kaynağı daha var:
AKP, örgütlü bir yapı. Gericiliğin ve barbarlığın örgütlenmiş hali AKP.
Örgütlenmiş gericiliğe karşı, örgütlenerek mücadele edilebilir.
Komünist Parti, bu karanlığa karşı verilecek örgütlü mücadelenin adresidir.
Komünist Parti, bu karanlığın kaynağı olan patronların düzeni kapitalizmi alt etmek için var.
Bu düzen ne mi demektir?
Bu düzen, işsizlik ve sefalet demektir. Zenginler servetlerine servet katarken büyüyen açlık ve yoksulluğun sebebidir bu düzen. Bu düzende hırsızlar “sıfırlayamayacakları” kadar para biriktirir, emekçi halkın payına da açlıktan, hastalıktan kıvranmak düşer.
Bu düzen, sendikasızlaştırma, güvencesizleştirme, taşeronlaştırma demektir. Bu düzen “atanamamak”, diplomanla “rezil” olmaktır.
Bu düzen, kamu mallarının “özelleştirme” adı altında patronlara peşkeş çekilmesi, Yatağan’da olduğu gibi memleketlerini savunmak için buna direnen emekçilere gazla, copla, TOMA’larla saldırılmasıdır.
Bu düzen, eğitimin ve sağlığın paralı hale gelmesi, en temel kamu hizmetlerinden faydalanmak isteyen emekçi halkın soyulması demektir. Bu düzen, emekçi çocuklarının okuma hakkını ya gasp eder ya da onları imam hatiplere mahkûm eder. Bu düzen, üniversitelerin kapılarını emekçi çocuklarına kapatır.
Bu düzen, Soma’da yüzlerce emekçiyi toprağın altına gömen, acılı Soma halkını yerlerde sürükleyip tekmeleyen düzendir.
Bu düzen, Roboski’de insanların üzerine bomba yağdırır, komşu ülke halklarının kanını akıtmak için beslediği gericilerin bombalarını mahallelerimizde patlatır. Tıpkı Reyhanlı’daki gibi.
Bu düzen, memleketin yeşilini mavisini, dağını taşını emekçilerden gasp edip inşaat patronlarının hizmetine sunar.
Bu düzen, her gün bir yenisine tanık olduğumuz, sokak ortasında işlenen “kadın cinayetleri”dir.
Bu düzen, laiklik, bağımsızlık, yurtseverlik gibi değerleri yobazlık ve işbirlikçilikle kemirmekte; 1923’te kurulan cumhuriyeti yıkıp yerine kendi rejimini geçirmektedir.
Bu düzenin adı kapitalizmdir.
Kapitalizmin bu örgütlü saldırısına, bu barbarlığa, ancak örgütlenerek karşı durulabilir.
Kapitalizmden kurtulmak için senin de kendi partinde örgütlenmen gerekmektedir.
Senin partin Komünist Parti’dir.
Komünist Parti, “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” bir düzeni özleyenlerin partisidir.
Komünist Parti, bu düzene karşı eşit, özgür ve bağımsız bir ülke hedefiyle mücadele edenlerin partisidir.
Komünist Parti, bu gerici rejimi yıkıp sosyalist cumhuriyeti kuracak partidir.
Şimdi yeniden soralım: Komünist Parti’ye neden ihtiyaç var?
Senin bu kokuşmuşlukla mücadele etmek ve aydınlık bir gelecek kurmak için bir partiye ihtiyacın var.
İşte Komünist Parti bu yüzden var.
KOMÜNİST PARTİ’NİN İLKELERİ
Komünist Parti'nin pusulası emektir. Alınteridir. Bütün değerleri aklıyla ve elleriyle, yani emeğiyle yaratan işçi sınıfına, onun tarihsel çıkarlarına, temsil ettiği insanlık değerlerine bağlılık, Komünist Parti'nin temel siyasal ilkesidir.
Komünist Parti, programı için mücadele eder. Öncelikli ilkesi budur.
“Sonuçta tüm partiler böyle değil mi, programları var ve bu programı hayata geçirme vaadiyle iktidara aday oluyorlar” denilebilir.
Birincisi, öyle değildir. Burjuva partilerinin “program” olarak sundukları, vaatler yığınından başka bir şey değildir. “Programımızda bu var” diyerek oy isterler, iktidara aday olurlar, ama gerçek varlık nedenleri bu program değildir. Bunun en büyük kanıtı da, her seçimde yeni bir “program” çıkartmalarıdır!
Komünist Parti, nasıl bir ülke istediğini, nasıl bir dünya kuracağını net olarak belirler ve mücadelesini bunun üzerine kurar.
Siyasi iktidarın alınması, yeni bir toplumsal düzenin kurulması için olmazsa olmazdır. İktidar mücadelesi vermeyen, iktidar olmayı istemeyen bir parti, programını da uygulamak istemiyor demektir. Fakat söylediğimiz gibi, iktidar mücadelesine meşruluk kazandıran, onu haklı kılan, bu mücadeleyi “koltuk düşkünlerinin kişisel hırsı” olmaktan çıkaran da programdır.
Komünist Parti'nin programı, insanlık tarihinin bütün ileri adımlarını, uygarlığın bizi getirdiği en ileri noktayı temsil eden bir düzenin sosyalizmin programıdır.
Eşitlikçi bir düzen için mücadele ederiz. Bu mücadelenin kendisinin insanlar arasındaki eşitsizliklere son vermesi, bunları adım adım ortadan kaldırması gerekir. Bunu biliriz. Bir ilkemiz budur işte: Eşitlikten yanayız.
Özgürlük isteriz. İnsanın kendi kaderini kendi ellerinde tutması, dogmaların, baskıcı rejimlerin, boş inançların ve saplantıların insanı esir almaması için mücadele ederiz. İnsanlar arasındaki eşitsizlikler sürdükçe, birileri birilerinden üstün ya da zengin oldukça, özgürlük de yaralanacaktır, bunu biliriz. Eşitlikçi bir düzende özgür yaşam isteriz.
Yurtseveriz. Ülkemize, emeğimizle, el konulan, sömürülen emeğimizle var ettiğimiz değerlerimize sahip çıkarız. Kendi yurdumuzu, kendi halkımızı başka yurtlardan, başka halklardan üstün görmemenin gerçek yurtseverliğin önkoşulu olduğunu da biliriz. Emperyalizmi, halkların düşmanı bellediğimiz için onunla barışmayı, onunla uzlaşmayı, onunla ortak olmayı aklımızdan bile geçirmeyiz. Biz emperyalizmle yalnızca mücadele ederiz.
Savaşa karşıyız. Başkalarının yurdunda gözümüz yok. Ülkemiz emekçilerini, başka topraklarda maceradan maceraya sürenlerin bize ne vaat ettiklerini iyi biliriz. O yüzden işgallere, kan dökmeye, savaşa karşıyız. Savaşların son bulacağı bir dünyanın sadece barış isteyerek gelmeyeceğini biliriz. Savaş kışkırtıcılarının ağzının payını vermeyi bildiğimiz gibi, kendi yurdu için, özgürlüğü ve bağımsızlığı için, insanlık için savaşanlarla işgalcileri bir tutmamayı da biliriz.
İlericiyiz. 40 bin yıldan uzun geçmişi olan insan uygarlığının kat ettiği yolu, insan düşüncesinin geldiği noktayı, bilimin ve aydınlanmanın kazanımlarını kıskançlıkla savunuruz. Aydınlanmacıyız, karanlıkta kalan, köhnemiş, gerici ne varsa akılla, bilimle yok edilmesini, tarihe gömülmesini isteriz.
Kadının özgürlüğü ve eşitliği için mücadele ederiz. Sadece kuracağımız düzende, sosyalist iktidarımızda değil, mücadele ettiğimiz bugünün dünyasında her alanda kadınların özgürleşmesi, kadın ve erkeğin toplum içinde eşitlenmesi, bir başka ilkesel hedefimizdir.
Cinsiyetçiliğe, baskıcı bir toplum düzeninin uzantısı olan dayatmacılığa karşı, farklı cinsel eğilimlere sahip insanların özgürlüklerini savunuruz. Gerici ve kafatasçı önyargıların esiri olmuş bir toplumun özgür olamayacağını biliriz.
Gençlik gözbebeğimizdir. Komünist hareketler her zaman insanlığın en genç, en taze damarını temsil ederler. Gençliğe değer veririz. Gençleri, başkalarının yerine mücadele edecek fedailer olarak gördüğümüz için değil, yeni fikirlerin, gerçek bir mücadelenin ve sosyalizmde kararlılığın, ancak genç olmayı ve genç kalmayı başaran bir devrimci hareketin içinde filizleneceğini bildiğimiz için.
Ve yolumuz işçi sınıfının yoludur. Komünist Parti'nin pusulası emektir. Alınteridir. Bütün değerleri aklıyla ve elleriyle, yani emeğiyle yaratan işçi sınıfına, onun tarihsel çıkarlarına, temsil ettiği insanlık değerlerine bağlılık, Komünist Parti'nin temel siyasal ilkesidir. Yeni bir dünya, insanlığın aydınlık birikimini, insan düşüncesinin “entelektüel cephanesini” işçi sınıfının emrine vererek kurulur. Yeni bir dünya, artık dünya nüfusunun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfının, insanlığın en ileri düşlerinin, büyük hayallerinin davasını üstlenmesiyle kurulur.
KOMÜNİST PARTİ NEREDEN GELİR, NEREYE GİDER?
Nerede bir zulüm varsa, nerede insan sömürülüyorsa, adalet nerede şaşmışsa orada biz dikildik karşısına tereddütsüz. Bunlar bir daha insan hayatında yer almasın diye. Bu düzen değişsin diye. Paranın saltanatı son bulsun, ekmek herkese yetsin diye.
Komünistler de neyin nesi, nereden çıktı bunlar, nereye varmayı hedefliyorlar diye sorulur zaman zaman.
İnsan öncesi tarihe kadar gidebiliriz, efsaneler zamanına dönebiliriz köklerimiz için. Gözyaşlarıyla toprağı kararak ölümlüyü vücuda getiren ve sonra tan-rılardan ateşi çalarak gökten yere, o emekle, üreterek yaşayan insana indiren Prometheus’a kadar uzanabiliriz.
Zincirlerini kıran bir köleye, efendilerin zevki için birbirini boğazlamaya mahkûm edilmişlerin isyanını ateşleyen Spartaküs’e de bağlanabiliriz.
Baldırıçıplakların köhnemiş bir düzeni değiştirdiği ihtilale bakarsanız görürsünüz bizi.
Bedreddin’in yoldaşı biziz.
Tarih boyu nerede bir hükmedene isyan varsa, eşitlik ve özgürlük talebi varsa, aydınlanma arayışı varsa, o bizim ardımızda bıraktığımız izdir.
Ve bu mücadelede, proletaryanın öncü örgütüdür komünistlerin partisi. Çağlar boyu süregelen umudun, adil ve eşit bir dünya hasretinin ete kemiğe bürünebilirliğinin tek aracı.
O manifestoda ilan etmekle kalmayan, 1917’de, yeryüzünün çehresini değiştirenleriz biz. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterenleriz. İnsanın çağını başlatanlarız.
Biz, başka ülkeler tarafından boyunduruk altına alınmayı reddedenleriz, en seçkin evlatlarını Türkiye’nin bağımsızlığına feda edenleriz.
O evlatlar ki, 10 Eylül 1920’de, Türkiye’nin Komünist Partisi’ni kurmuşlardı. Ülkenin “mazlum amele ve rençberleri” için düşmüşlerdi yola. Onları yok ettiler, “eh!” dedik ve yürüyüşü sürdürdük, 15 yaramızdan akan kanla...
Mustafa Suphi’lerden geldik.
Tanrılardan ateşi çalanlardan, zincirini kıranlardan, eşitlik, özgürlük, kardeşlik diyen baldırıçıplaklardan, işçi sınıfının iktidarında hayatın nasıl değişeceğini gösterenlerden geldik. Kırıla kırıla, yok etmek isteyenlere direnerek, çağlayıp gelen bir su gibi.
Kendisini halkına adayan devrimci gençler bizdik, faili meçhul aydınlardık biz, düzeni titreten işçi selindeydik, faşizmin zindanlarında, darağacında da gördünüz bizi, bir ağızdan gülerken de.
Nerede bir zulüm varsa, nerede insan sömürülüyorsa, adalet nerede şaşmışsa orada biz dikildik karşısına tereddütsüz. Bunlar bir daha insan hayatında yer almasın diye. Bu düzen değişsin diye. Paranın saltanatı son bulsun, ekmek herkese yetsin diye. Çocukların gülüşüne hiçbir gölge düşmesin diye.
Biz, Haziran 2013’ün özlemlerinin, taleplerinin karşılığıyız.
İnsan öncesi zamanlardan bugüne, yarına, eşitliğin ve özgürlüğün, insana yaraşır bir dünyanın biricik umudu olan işçi sınıfının, emekçinin partisiyiz. Komünist Parti’yiz...
Sömürücülerin, zalimlerin korkusu, uykularını kaçıran “heyula”yız çağlar boyunca...
Nereye gidiyoruz? O büyük uyum dünyasına, komünizmin emekle yoğrulmuş insanıyla sömürücü barbarlığını yıkmaya, tarihi değiştirmeye, yeryüzünü yaşanılır kılmaya...
Efsanelerden gerçeğe adım atışımızı, bir sınıfın adına yazdığımız manifestoyla ilan ederiz. Tam adıyla söylemezsek eksik olur, Komünist Partisi Manifestosu anlatır bizi.
İnsanın zamanı gelmemişlikle özlem olarak kalmış ideallerinden, artık o ideallerin iki sınıfın mücadelesinde, açıkça, gerçek hayatta tutulan bir saf haline gelişinin ilanıdır bu.
Sahip olan ve sömürerek yaşayan Sınırların ve sınıfların kalmadığı, yalnızca eşyaların yönetildiği, açlığın, yoksulluğun silindiği bir yaşamı amaçladığımızı, bunun önündeki bütün engelleri ortadan kaldırmayı hedeflediğimizi açıkça söyleriz.
KOMÜNİST PARTİ’DE ÖRGÜTLENİN
Biz onlardan güçlüyüz. Henüz değilsek bile, onlardan güçlü olmamız mümkündür. Tek bir yürek, tek bir akıl olur, öyle düşünüp davranabilirsek, örgütlenirsek, silahların en marifetlisi bile biziyenemez. İşlikte, fabrikada tarlada, okulda sokakta bir olur, birlik olur, kafa kafaya el ele verirsek, böylesi bir güce kim karşı koyabilir!
Hayır, “unutma bizi” değildir arzu edilen, unutulmamak da istenir elbet, ama asıl beklenen, örgütlenmektir. O, yıllar önce paramparça edilmiş adamın haykırışıyla, “unutma ey halkım” değildir tek diyeceğimiz. Unutmasının ne önemi var, unutmaz zaten, unutur gibi olsa da, yeniden hatırlar. Asıl söylenmesi, asıl istenmesi gereken, bıkmadan, usanmadan tekrarlanması gereken başkadır: Örgütlen ey halkım! Örgütlenin ey insanlar!
Çok söylenmiştir, hâlâ söyleniyor ve sömürülen, ezilen, itilip kakılan, yaşaması bile imkânsız hale getirilen yığınla insan oldukça da söylenmeye devam edilecektir. Bu kötülüklerden tek başına kurtulmak mümkün değildir. Mümkün gibi görülse ve gösterilse de, lekelenmeden, kirlenmeden, onlar kadar kötü olmadan sıyrılıp çıkmak, kimseye kısmet olmamıştır.
Öyleyse, bir araya gelmek, birleşmek, birlikte olmak, hep birlikte düşünüp hep birlikte davranmak gerekiyor.
Birken iki, ikiyken beş, beşken on…
Durmadan çoğalmak. Çoğaldıkça, daha çok kenetlenmek, daha kopmaz biçimde bir araya gelmek, dışarıdan gelecek bölüp parçalayıcı, yıkıcı vuruşlara, darbelere, saldırılara karşı daha sağlam durabilmek. Örgütlenmenin birazı bu.
Birazı da, birazı değil, daha çoğu ise şu: Neden bir araya geliyor, neden birlik olmaya, birlikte davranmaya çabalıyoruz? Neden böyle yapmak zorundayız?
İliğimizi kemiğimizi sömürüyorlar da ondan. Çoluğumuzu çocuğumuzu kırıp öldürüyorlar da ondan. Kadına kıza, yaşlıya hastaya eziyet ediyorlar da ondan. Sadece bugün yaşayanlara değil gelecekte yaşayacak olanlara da göz koyuyorlar, üstelik savaş ve barış, kural ve usul, insaf ve merhamet bilmiyorlar da ondan. Dağ taş, dere tepe, deniz orman, canlı cansız demeden el atıyor, el attıklarını soldurup söndürüyor, hepsini birden paracıklarının arasına katmak için yok ediyorlar da ondan.
Oysa biz çoğuz, onlar az. Biz çoğunluğuz, onlar azınlık. Ama onların karakolu mapusu, eziyeti işkencesi, kafa kıran, göz çıkaran, ciğer yakan, bir defasında yüzlercemizi paramparça edebilen süngüsü silahı, topu tüfeği var. Kurulmuş düzeni düzeneği, kandırması aldatması var.
Yine de biz onlardan güçlüyüz. Daha doğrusu, henüz değilsek bile, onlardan güçlü olmamız mümkündür. Tek bir yürek, tek bir akıl olur, öyle düşünüp davranabilirsek, örgütlenirsek, silahların en marifetlisi, en dehşetlisi bile bizi yenemez. İşte işlikte, fabrikada tarlada, okulda sokakta bir olur, birlik olur, kafa kafaya el ele verirsek, böylesi bir güce kim karşı koyabilir!
Hele bir de yukarıya, suyun başına göz dikersek… Azla yetinmez, parça pürçüğe kanmaz, bütün toplumu yönetmenin peşine düşersek…
Suyun başını kimler tutmuş, nasıl tutmuş, kaç zamandır tutmuş da nerelerden nerelere gelmişler? Gelirken bize neler etmişler? Bunları sorgu sual eder de akıl erdirirsek, akıl erdirir de “haydi bakalım” diyerek yekinir kalkarsak ayağa, kalkıp yürürsek suyun başına…
İşte o zaman, ne sömürü kalır ortalıkta ne sömürücü, ne zorba kalır ne zorbalık, ne yobaz kalır ne karanlık.
İyi güzel de, bunun için örgütlenmek gerek. Birbiriyle benzerliklerinin yanı sıra farklılıkları da olan örgütler gerek. Ama, ille de parti. İktidarı alıp bütün toplumun yönetimini üstlenmeyi gözümüze kestiriyorsak, mutlaka parti.
Onların ne kadar çok ve çeşitli, ne kadar ürkütücü, öldürücü silahı olursa olsun, “korkunun ecele faydası olmadığını” kim bilmez? Ayrıca, bizim bu silahımız daha güçlü, daha durdurulmaz, daha sonuç alıcı. Yeter ki, ona sahip olalım, sahip çıkalım. Yok yere çarçur etmeyelim. Her daim işler durumda, her daim ateşe hazır tutalım.
Ey halkım, istersen unut bizi, unut bunları söyleyip duranları. Ama söylediklerini unutma.
Ey insanlar, ey emekçiler, ey emek güçlerini harekete geçirme imkânını bile bulamayanlar! Partinizde örgütlenin ve iktidarı alın!
Başka türlü insanca yaşama şansınız yoktur.
KOMÜNİST PARTİ İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ
Adana Atatürk Cad. Çınarlı Mah. 12. Sok. Peduk Apt. Kat:2 No: 3 Seyhan Tel: 0322 459 87 69
Ankara Karanfil Sokak No: 30/5-6 Kızılay Tel: 0312 417 29 68 Fax: 0312 417 29 68
Antalya Balbey Mah. İsmetpaşa Cad. Çukultay Apt. 23/2 Muratpaşa
Aydın-Nazilli Altıntaş Mah. 334 Sokak No:10 Kat:1 Nazilli
Balıkesir Eski Kuyumcular Mah. Atalar Cad. Eti İşhanı Kat 4 D 8
Balıkesir-Bandırma Haydarçavuş Mahallesi Yoğurthane Sokak No:10
Balıkesir-Burhaniye Hürriyet Cad. No:12 Kat:5
Bolu Tabaklar Mahallesi İzzet Baysal Caddesi Tayyip Ümsal Apartmanı Daire 6
Bursa Atatürk Cad. Güngör Apt. No: 13/3 Setbaşı
Bursa-Mudanya Mütareke Mah. Okul Sok. No: 9/1
Çanakkale İsmetpaşa Mah. Asafpaşa Cad. No: 62 Kat: 3 Daire: 6
Diyarbakır Ekinciler Caddesi Ofis Sanat (Camii) Sokak No: 11/14 Yenişehir Tel: 0506 424 9984
Eskişehir Hoşnudiye Mah. İsmet İnönü Cad. Oytaç Apt. Kat: 4 Tel: 0222 234 04 65
Gaziantep Bey Mah. Nuri Akınal Apt.A Blok Kat: 3 Şahinbey (Öğretmen Evi Karşısı) Tel: 0342 230 58 17
Hatay-Antakya İnönü Cad.nehir Apt. Kat:3, Daire:8
Isparta Çelebiler Mah. Kaymakkapı Meydanı Nalbantlar Arastası No:3/2
İstanbul-Bakırköy Zuhuratbaba Mah. İncirli Cad. Onaran Apt. No:5 D:3
İstanbul-Kadıköy Ali Suavi Sok. No: 7 Bahariye
İstanbul-Beylikdüzü Cumhuriyet Mahallesi Plaza İş Merkezi Kat:9 D:128 (E5Üzeri, Medicana Hastanesi Yanı) Tel: 0212 873 89 96
İstanbul-Ataşehir/Ümraniye Mustafa Kemal Mah. 3001. Cad. No:47 Ataşehir
İstanbul-Şişli Merkez Mah. Büyükdere Cad. Sürek Apt. No: 19 D: 4 (Fransız Lape Hastanesi Karşısı)
İzmir-Merkez Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Ekmekiçi Karşısı 1441 Sk. Çetindağ Apt. No:2 Daire:12 Alsancak Konak
İzmir-Torbalı Tepeköy Mah. 4507 Sok. No:11 Kat: 1
İzmir-Karşıyaka Karşıyaka Çarşı 1715 Sok. No: 25/4
İzmir-Çiğli Anadolu Caddesi No:776/5 D:4
İzmir-Buca Hürriyet Mahallesi, Menderes Caddesi No:263 Daire:5 Şirinyer
İzmir-Bornova Kazım Dirik Mah. Gediz Cad. Şakir Dağüstü İşhanı. No: 20 D:103
Kocaeli Karabaş Mah. İstiklal Caddesi Köşe Apt. No: 117 Kat:5 Tel: 0262 323 53 95
Kocaeli-Gebze Hacı Halil Mahallesi Hükümet Caddesi No:58 D: 5 (Eski Çarşı Tarihi Çeşme Karşısı)
Konya Şems Mah. Şerafettin Cad. Akay İş Hanı No:401 Karatay Tel: 0332 350 1737
Manisa-Salihli Turan Cad. Toköz İş Hanı Kat -2
Mersin Özgür Çocuk Parkı Karşısı, Akkurt Apt, Kat:2 Akdeniz Tel: 0324 238 70 69
Mersin-Tarsus Yeni Ömerli Mh. 4106 Sok. Apartman No:4 Kat:1 No:2
Muğla Şeyh Mahallesi İsmet İnönü Caddesi Naz-Se İş Hanı Kat: 4 No:5/18
Ordu Düz Mahalle Kültür Cad. No: 20/11 Tel: 0 549 430 52 27
Samsun Kale Mahallesi Orhaniye Geçidi Kefeli Apt. 9/25 Kat: 4 (Atatürk Anıtı Karşısı) İlkadım Tel: 0541 772 18 07
Tekirdağ-Çorlu Reşadiye Mah. Kumyol Cad. (Heykel Meydanı) Ayyıldız Apt. No: 42 Kat: 4 Daire 11
Van Cumhuriyet Caddesi, Mavi Plaza İş Merkezi Kat 3
Zonguldak Meşrutiyet Mah. Şemsi Denizer Sok. Dikmen Apt. Kat: 5 Daire: 11 Tel: 0372 251 11 47
İndir