11 Aralık gecesi Bavyera'nın Vorra kasabasındaki mülteci yurdu Alman faşistleri tarafından kundaklandı. Şans eseri can kaybı olmadı. Bu ilk miydi? Elbette değil! Federal Kriminal Dairesi'nin verdiği bilgiye göre bu yılın dokuz ayı içinde 86 ''sağ radikal'' saldırı gerçekleştirildi. İstatistiklere geçirilmeyen saldırıların, sabotaj ve hakaretlerin ise bini bir para....
MİLİTARİZM MÜLTECİ DÜŞMANLIĞINI ŞART KOŞAR
HOGESA (Holigan Selefilere Karşı) adı altında örgütlenen sözde taraftar grupları ile yine benzer bir post altına gizlenmiş PEGİDA (Akşam Ülkesinin İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) adındaki faşist kent grupları, Müslüman aidiyetinden gelenleri toptan cihadcı ve terörist göstermeye çalışıyorlar. Anaakım medyada ve genel olarak sağ partilerde de bu gruplarla empati kurma çabası dikkatlerden kaçmıyor. Bunun en son örneği, „Almanya'nın askeri bütçesinin artırılması“, ve burada uzun süre yaşamak isteyen göçmenlerin evlerinde Almanca konuşmaları“nı hüküm altına almak amacıyla CSU
(Hristiyan Sosyal Birlik Partisi)'nin Nürnberg Kongresi'ne sunulan karar taslaklarıdır. Birinci önerge kabul edilirken, ikincisi gelen eleştiriler üzerine yeniden formüle edilmek üzere şimdilik geri çekildi.
CİHADCILAR İLE NAZİLER AYNI HAMURDANDIR
Vorra kasabasında mülteci evine benzin döküp çakmağı ateşleyen katil güruhunun, militarizme yatırım yapma ve yabancı düşmanlığını her vesileyle dışa vurma anlamına gelen bu çabalardan soyut olarak ele alınamaz. Milyonlarca Kuran'ı sokakta bedava dağıtıp, Orta Doğu'da emperyalizmin maşası olarak kafa kesen cihadcı faşist Selefiler ile Köln sokaklarını savaş alanına çeviren Nazi artığı Holiganlar çok mu farklı? Ya, Dresden sokaklarında İslam düşmanlığı için meşaleli yürüyüşler yapan tescilli Neo-Nazilere ne demeli? 13 Aralık Cumartesi günü, binlerce barış yanlısı, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'u sarayı önünde boş ayakkabılarla protesto etti. Neden?
Çünkü Gauck'a göre Alman ordusu „dünyada daha fazla sorumluluk“ almalıydı. Rusya ile savaşın eşiğine gelmekte bir sakınca yoktu. Almanya kendini daha fazla militarize etmeliydi. Gauck'un bu taleplerinin karşılığı, mülteci yurdunun ateşe verilmesinden geçer! Farklı dinsel inançlara sahip insanlara düşmanlık, mülteci düşmanlığından bağımsız ele alınamaz. Tıpkı, mülteci düşmanlığı ile yabancı düşmanlığı arasında dolaysız bağ olduğu gerçeği gibi...
ASIL SORUMLU: SAĞ İDEOLOJİ
Mülteci yurdunu ateşe verenlere benzin ve çakmak sağlayan siyasal iklimi yaratanlar, emeğin baş düşmanı sermayenin ideolojisinin taşıyıcıları olan siyasal partileri ve şovenist medyasıdır. İslamofobiye dayalı zihniyet kalıbı, öz itibariyle ırkçıdır ve aydınlanmacı toplumsal doku ile uyum taşımaz. İslam dinini düşman ilan eden zihniyet, sermayenin emekçileri birbirine düşman etmek amacıyla ektiği tohumlardan türemektedir. Komünist Parti Almanya Örgütü olarak bizler, her türlü dinsel gericiliğe karşı olduğumuz gibi, çeşitli
dinsel inançlara bağlı insanların birbirine düşman edilmesine de karşıyız. Hiç kuşku yok ki, her türlü gericiliği besleyen kapitalist/emperyalist sistemdir. Bu türden düşmanlıkların temelden sonlandırılması, hem Avrupa halklarının hem de tüm insanlığın kurtuluşu, ancak sosyalizmin zaferi ile mümkün olacaktır.
Komünist Parti Almanya Komitesi
16 Aralık 2014
İndir