Dünyanın pek az ülkesinde 1 Mayıs bu kadar canlı, bu kadar sıcak bir gündem olarak yaşanıyor.
Diktatörlük “kamu düzenini sağladık” nutuklarıyla özellikle diktatörlüğün zayıf noktalarına odaklanmış bir devlet terörünü halka kabul ettirmeye çalışıyor.
Halk ise işçi sınıfının bayram gününe sarılıyor; sermaye devletine, diktatörün polisiyle estirdiği terörüne terk etmiyor.
Çünkü 1 Mayıs işçi sınıfının mücadele günü ve işçi sınıfının mücadelesi sadece kendisini kurtaracak bir mücadele değil.
İşçi bayramı bunun için tüm ülkenin ve elbette sermaye diktatörlüğünün birincil gündemi haline geliyor.
1 Mayıs 2015’in birinci dersi budur: Bu ülkenin işçi sınıfına ihtiyacı vardır. Kurtarıcı odur. Mücadelenin bayrağı da onun elindedir.
İkinci ders ise, işçi sınıfının örgütlü gücüne duyulan ihtiyaçtır.
Bu 1 Mayıs’ta tüm ülkede meydanları dolduran yüzbinlerce emekçiyi selamlıyoruz.
Bu 1 Mayıs’ta özellikle İstanbul’da, cadde cadde, sokak sokak AKP terörüne direnenleri selamlıyoruz. Yaralananlara geçmiş olsun diyoruz. Hukuksuzluğun ve zorbalığın hesabını birlikte soracağız.
Bu 1 Mayıs’ta diktatörün “boyun eğdirme” inadını tersine çevirip bu halkın boyun eğmeyeceğini ona gösteren tüm sınıf kardeşlerimizi, özellikle de Taksim’de diktatöre bir onur dersi veren yoldaşlarımızı selamlıyoruz.
Aralarında 33 parti üyemizin de olduğu yüzlerce kişi gözaltındadır. Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Diktatöre ve paranın egemenliğine karşı direnenlerin, işçi sınıfımızın ve sevgili ülkemizin 1 Mayıs’ı kutlu olsun.
Komünist Parti
Merkez Komitesi
İndir