1. Bugün 1 Eylül 2014… Tüm dünya halkları, Dünya Barış Günü'nü savaşın karanlık gölgesinde kutluyor. Bölgemizde ise Ortadoğu’da süren savaş ve çatışmaların faturası her geçen gün kabarıyor. Kan gölüne dönmüş bölgenin yaşadığı derin krizin esas sorumlusu uluslararası kapitalist sistemdir.
2. Yıllardır Ortadoğu’da çok farklı araçlarla bu kanlı düzenin sürmesini sağlayan emperyalizm bugün bilinçli bir şekilde İslamcı örgütleri aynı kapsamda kullanmaktadır. İslam Devleti (eski ismiyle Irak Şam İslam Devleti) adıyla bilinen terörist örgüt bunun en uç örneğidir. Suriye’ye karşı yürütülen savaşta emperyalizm ve başta AKP olmak üzere emperyalizmin bölgedeki işbirlikçileri tarafından silahlandırılan ve palazlandırılan örgüt, hem elinde tuttuğu mevziler, hem de sergilediği savaş pratiğinin kendisi sayesinde bölgedeki emperyalist planların yürütülmesi için vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir.
3. İD, yalnızca ortaçağ karanlığını günümüze taşıyan bir örgüt olarak görülemez; İD içinde yaşadığımız çağın yarattığı Ortadoğu manzarasının ayrılmaz bir parçası ve doğal sonucudur. İD’nin yenilmesi veya dağıtılması işte bu nedenle tablonun yalnızca bir parçasını değiştirecek, asıl soruna değmeyecektir bile. İD’nin var olmasını sağlayan koşullar bir bütün olarak ortadan kaldırılmadığı sürece Ortadoğu’nun karanlık atmosferi dağılmayacak, halklar acı çekmeye devam edecektir. Ortadoğu’daki mücadele İD’ye karşı mücadeleye indirgenemez. Ortadoğu’daki İslamcı gericiliğe karşı mücadele, emperyalizme karşı mücadeleden bağımsız sürdürülemez, bu iki mücadele birbirinden ayrılamaz.
4. İD’nin savaş pratiği, sergilediği ölçüsüz şiddet ve yarattığı dehşet duygusu, tüm dünyada insanları yola getirmek ve korkutmak için kullanılmaktadır. Yaşadığı ideolojik kriz nedeniyle insanlara bir çıkış kapısı ve umut kaynağı gösteremeyen emperyalizm, İslamcı terörün yarattığı vahşeti kendisini aklamak ve daha önemlisi meşru bir seçeneğe ve kurtarıcıya dönüştürmek için ideolojik bir enstrüman olarak işe koşmuştur. İD başta olmak üzere tüm İslamcı örgütlerin Ortadoğu’da yarattığı vahşet tablosu gerçektir. Ancak emperyalizmin bu vahşetin yaratılmasındaki sorumluluğu ve tüm dünyada süren barbarlık düzeninin yarattığı yıkım da en az bu vahşet kadar gerçektir.
5. İD’nin güçlenmesi ve Suriye ve Irak’ta tuttuğu mevziler, “Arap Baharı” ile başlayan ve Suriye’de duvara toslayan büyük dönüşümün bir revizyonla yeniden gündeme gelmesinin önünü açmıştır. “Arap Baharı” sürecinde emperyalizmin rolünü görmeyenler yine tuzağa düşmek üzeredir. İD bahanesiyle emperyalist bir müdahalenin altyapısı hazırlanırken, bir yandan Suriye iktidarı bir ricata zorlanmakta, öte yandan yine emperyalizmin liderliğindeki farklı gruplar eşgüdüm içinde alternatif bir odak oluşturmak için hazırlıkları sürdürmektedir. İD’nin yükselttiği İslamcı terör bölgedeki tüm alternatiflerin emperyalist planlara eklemlenmesi için bir zemin sağlamıştır. Ortadoğu’da kalıcı bir barışın sağlanması emperyalizmle ilişkili bütün kurgu ve planların reddedilmesiyle mümkündür.
6. Her ne gerekçeyle yapılıyor olursa olsun Suriye’ye karşı gerçekleştirilecek bir askeri müdahale gayri meşrudur. ABD ve müttefikleri tarafından Suriye'ye karşı girişilecek bir askeri operasyon bölgede dökülen kanı ya da İslamcı terörün yükselişini durdurmayacak, tam tersine emperyalizmin bölgeye müdahale gücünü artırarak Ortadoğu halklarının geleceğini karartacaktır. Ortadoğu ve bölgedeki tüm ilerici aktörler bu askeri müdahalenin yapılmaması için mücadele etmelidir. Komünist Parti, bu mücadele bağlamında hem Türkiye’de hem uluslararası zeminde üstüne düşen görevleri yerine getirecektir.
7. İD ve benzeri cihatçı örgütlenmelerinin yükselişini durdurmak için öncelikle bu örgütlere akan her tür yardımın durdurulması gerekmektedir. Suriye'de iktidara karşı mücadele eden grupların hiçbiri istisna değildir. ABD ve müttefikleri el altından veya doğrudan yaptıkları silah ve para yardımını derhal kesmeli, bu örgütlere bilgi akışı sona erdirilmelidir.
8. AKP iktidarı ve onun destekçileri Ortadoğu'da işlenen suçların tamamına ortaktır. Komünist Parti, Türkiye’deki resmi ve sivil odakların bölge halklarına karşı işlediği tüm suçların takipçisidir. Erdoğan ve Davutoğlu’nun ekibi İslamcı terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmeli, Türkiye'de İD başta olmak üzere bu örgütlere yardım eden, militan örgütleyen tüm organizasyonlar dağıtılmalı, resmi makamlardan sivil örgütlenmelere çok geniş bir satha yayılan bu mekanizma içinde sorumluluk alan herkes yargılanmalıdır.
9. Ortadoğu'da yaşanan son gelişmeler İsrail'in hareket alanını da genişletmiştir. İsrail'in Filistin halkına dönük pervasız saldırganlığının yükselişe geçmesi rastlantı değildir. Ortadoğu'daki mücadele bir bütündür, emperyalizm yenilmeden İsrail ve Siyonizm yenilmeyecektir. Komünist Parti, bu kavgada Filistin halkının yanındadır. Filistin için verilen kavga, emperyalizm ve beslemesi gericiliğe karşı tavizsiz bir konumlanış sayesinde kazanılacaktır.
10. Bölgede parçalanmış bir halde yaşayan Kürt halkının kaderi de emperyalistlerin insafına bırakılamaz, emperyalist planların gölgesinde Kürt halkı özgürleşemez. Kürt halkının bölgede verdiği mücadele, eşitlik ve özgürlük mücadelesinden uzaklaştıkça zayıflamakta, zayıfladıkça başka aktörlerin müdahalesine açık hale gelmektedir. Komünist Parti, Türk ve Kürt halklarına karşı sorumluluğunun farkındadır. Kürt halkının mücadelesi, bölgede ve Türkiye'de emperyalizm ve kapitalizme karşı verilen kavgayla birleştirilmelidir. Bu adım Ortadoğu'nun aydınlık geleceğine giden yolda kritik önemde bir adımdır.
11. Dünyanın neresinde olursa olsun emperyalizm varsa barış yoktur. Emperyalizmle barışarak barışın tesis edilmeye çalışılması da büyük bir yanılgıdır. Ortadoğu ve bölgenin halkları Dünya Barış Günü'nü 2014 yılında, emperyalizm nedeniyle kutlayamamaktadır. Barış içinde kutlayacağımız 1 Eylül'ler için uluslararası sermaye ve tüm işbirlikçileri bölgemizden kovulmalıdır. Bunu başaracak birikime sahibiz. Ortadoğu ve bölge halkları kardeşçe, barış içinde yaşanılacak bir geleceği mutlaka inşa edecektir.
Komünist Parti
Merkez Komite
İndir