Geçtiğimiz günlerde, Antalya'nın Kaş ilçesinde bir otelde çalışan emekçi kardeşimiz Mahir Çetin, anadili Kürtçe olduğu için linç edildi. 3 Eylül'den bu yana komadaydı ve dün yaşamını yitirdi.
Faşist bir güruhun, Kürtçe konuştuğu için saldırdığı emekçi kardeşimizin başına gelen, sokak çetelerine ve ırkçılığa verilen cesaretin ürünüdür.
Olay, katillerin sosyal medya üzerinden büyük bir mutlulukla yayınladıkları zafer mesajlarıyla da gündeme geldi.
Katillerin, işledikleri cinayetin ardından sırıtarak boy göstermeleri, ülkemizin bilindik tablolarından biri haline gelmiştir!
Reyhanlı'da, Roboski'de yaşanan katliamların ardından halkın karşısına sırıtarak çıkan caniler, böyleleri için rol modelidir.
Katledilenler açısından baktığımızda, okumak ve çalışmak için, doğdukları yerlerden farklı illere gitmek durumunda kalan gençlerimizin yaşadıkları ilk trajedi değil bu. Dershane parasını çıkarmak için çalışırken “kaza"ya kurban giden lise öğrencileri, üniversitelerde Kürt düşmanlığına verdiğimiz kayıplar var. Ve bu kayıplar karşısında kayıtsız bir sırıtışla hayatını sürdüren yöneticiler.
Katiller ve onlara çanak tutanlar sırıttıkça, cinayetler sürecektir.
Bize düşen, o sırıtışı ağızlarında donduracak hamleyi yapmaktır.
Bu hamleyi, yalnızca Türk ve Kürt emekçileri birlikte yapabilir.
Komünist Parti
Merkez Komite
İndir