Basın Açıklamaları
Türkiyeli ve Suriyeli emekçiler bu ülkede birlikte sömürülecekler.
O halde emperyalizme ve patronlara karşı birlikte mücadele etmeliler.
Recep Tayyip Erdoğan; geçtiğimiz hafta Yeni-Osmanlı macerasının bittiğini ilan etmiş oldun. Seni destekleyen patron tayfası ve ABD emperyalizminin himayesinde başlattığın bu maceranın hüsranla sonuçlanması çok iyi olmuştur. Ancak bu sonucu kabullenmen seni ve arkadaşlarını kurtaramaya yetmeyecektir.
Sivas’ta diri diri yakılanlar, aydınlık bir Türkiye için öldüler. Onların anısını aydınlık bir Türkiye için mücadelede yaşatacağız. Bu ülkeyi asalak patron sınıfından, gericilerden kurtaracağız.
Katliamlara, zorbalığa, gericiliğe alışmak, sessiz kalmak, kanıksamak, boyun eğmek bir halkın fıtratında yoktur. Zorbalığa, kalleşliğe, haksızlığa boyun eğen halk olamaz, dahası insanlıktan da çıkar.
Komünist Parti, İngiltere’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğin sürüp sürmemesine ilişkin referandumun sonucuna dair bir açıklama yayınlayarak, ortaya çıkan iradeyi selamlıyoruz dedi.
TÜRKİYE’DE İŞÇİLER VAR
Ülkenin kaderini değiştirmek, halkı özgürleştirmek, haksızlıklara ve adaletsizliklere son vermek için işçilerin konuşmaya başlaması lazım.
Türkiye’nin kaderini hep işçinin sözü değiştirmiştir. Gerisi boş laftır.
Alman parlamentosunun Ermeni soykırımını tanıyan kararının yarattığı söylenen “infialin” sınırlarını Türkiye kapitalizminin ihtiyaçları çizer. AKP’nin tepkisi yalandır, çünkü Türkiye kapitalizmi en fazla Almanya’ya bağımlıdır. İktidarın dünya kapitalizmiyle ve Almanya’yla ticari, ekonomik, askeri ilişkilerini sorgulaması imkânsızdır.
Demek ki, Alman kararı bu iktidar için akılsızlaştırıcı, milliyetçi, şoven bir demagojiye gaz verme vesilesidir. AKP’nin ihtiyaç duyduğu bir oyuncaktır soykırım gündemi.
Soykırım kavramının üstünde ise bu kadar fırtına kopartılması saçmadır. Ermeni halkımıza karşı açıkça insanlık suçu işlenmiştir ve bizim açımızdan önemli olan budur. Ermeni halkımızın katledilmesi, sürülmesi, tasfiyesi analiz edilmeli, toplumsal bilince çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. Analiz, bilinç ve hesap, sınıfsaldır.
Türkiye'nin Komünist Partisi, Haziran Direnişi'ni hazırlayan günlerde diktatöre meydan okumuş, “bu halk sana boyun eğmez” demişti. Bugün inancımızdan, güvenimizden, bilincimizden tek bir parça eksilmemiş olarak, aynı şeyi söylüyoruz.
Opel'in komünist şairin dizelerini bozarak yaptığı reklam derhal kaldırılacak. Ve sermaye memurları bu terbiyesizlik için özür dileyecek.
Konuyu mağduriyet şovlarının parçası yapan, hile, takiyye ve sahteciliği özgürlük konusu olarak sunan kişi ve kurumların ahlaki ve bilimsel seviyeleri ortadadır. Bunların özgürlük kelimesini ağızlarına almaları bile ülkemiz için, halkımızın akıl ve basiret gibi erdemleri için bir hakaret sayılır. Başta Komünist Parti olmak üzere, ülkemizin aydınlanmacı birikiminin bunlara pabuç bırakacağını kimse düşünmemelidir