Boyun Eğme 19

 

Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME’nin 19. sayısında Erdoğan ve AKP yönetiminin bölgedeki çıkmaza giren politikaları ve bu politikaların ülkeyi getirdiği nokta masaya yatırılıyor. “At pazarlığı’nın sonu” manşetiyle çıkan 19’uncu sayıda yer verilen konu, başlık ve değerlendirmeler şöyle:

1- Çete ‘dimdik’ ayakta, ülke yıkılıyor (Mehmet Kuzulugil)
Sorun şu ki, çetenin bu sınırsız yüzsüzlük, sınırsız adapsızlık diplomasisinin sürdürülmesinin bedelini ülke ödeyecek gibi görünüyor. Çete attığı her adımla bir gün Rusya’nın, bir gün Esad yönetiminin, bir gün ABD’nin hesap defterine bir çarpı daha koyduruyor.

2- Çökmekte olan ülke (Osman Çutsay)
Türkiye, AB üst düzey mahfellerinin gözünde artık “çökmekte olan bir devlet” sınırındadır. Bu, açıkça ilan edilmiyor elbette, ama zaten Yugoslavya, Irak, Libya gibi ülkeler bittiğinde de böyle açıklamalar yapılmamıştı.

3- Ayna ayna söyle bana (Aydemir Güler)
Erdoğan’ın “PYD mi dostun biz mi” diye sıkıştırdığı ABD’den aldığı yanıt ağır oldu. Hayır, büyük patron kendisini evlatlıktan çıkarmıyordu, ama bir tek o yoktu, başkaları da vardı.

4- Yerelin ekonomisi veya küçük güzeldir (Gamze Erbil)
Avrupa Özerklik Şartı gibi belgelerle ortaya konan, 90’lardan beri “ulus–devlet bitti” sloganlarıyla kutsanan ve işgal edilen ülkelere uygulanmaya çalışılan yerel/dinsel/etnik yönleri özellikle güçlendirilmiş küçük parçacıklardan oluşan bir dünya sistemi uzun süredir sermaye sahiplerinin rüyalarını süslüyor.

5- Asgari ücret gerçekten arttı mı? Sağ el ile verip sol ile aldılar
Şubat ayında ilk ödemeler yapıldı ve patronların asgari ücret artışına türlü yöntemlerle el koyduğu ortaya çıktı. Üstelik hükümet Hazine desteği ile bu artışları karşılayacağını ilan etmişken.

6- Genel Kurul öncesi merak edilen soru: DİSK’in kalbi hâlâ atıyor mu?
DİSK 12-14 Şubat 2016 tarihleri arasında 15. Genel Kurulunu, İstanbul’da topluyor. DİSK’in dününü ve bugününü, geleceğe dair tartışmaları ve genel kurul sürecini konfederasyona bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlenme uzmanı Alpaslan Savaş ile konuştuk.

7- Erdoğan Türkiyesi’nde vicdan yarıştırmak (Kemal Okuyan)
Hâlâ anlaşılmadıysa artık zamanıdır, Kürt sorunu diğer sorunlardan bağımsız ve çözümü için her şeyin meşru olduğu bir başlık olarak tarif edildiğinde, sorun çözülmediği gibi, ülkenin bütün dinamiklerinin üzerine koyu bir gölge gibi iniyor.

8- Bir imza da sen mi versen? (Nevzat Evrim Önal)
Émile Zola’ya yanına imzacı falan aramadan “Suçluyorum” yazısını yazıp, tarihe aydının nasıl bir toplumsal etki yaratabileceğine dair en büyük örneği teşkil ederek geçme gücü veren nedir?

9- Halep’in ardından (Erman Çete)
Cenevre, bir tür parantez olarak işlev görecekti, Rus ya görüşmelerin tıkanmasını pek de önemsemedi. Tam da bu noktada, Beyaz Saray’ın en azından Rus ilerleyişini durdurmak için bazı “çılgınlıklara” göz yumabileceğini de akılda tutmak gerekiyor.

10- Kadınların ‘mübarek’ görevi (Aysima Karcaaltıncaba)
Bir zamanlar Tayyip "en az üç çocuk" demişti, şimdi ise başbakan ''Bizim için doğum yapan kadın vatani bir görev yapıyor" diyor. Gericilikten ve savaştan bıkmışlar olarak soruyoruz, bu hükümet çocukların doğmasını neden bu kadar istiyor?

11- İsrail’in bölge politikası: Yağma ittifakları (Tulga Buğra Işık)
Pragmatik bir siyaset izlediğini gizlemeyen İsrail, kimseyle ittifak yapmaktan çekinmeden sorunlarını aşmaya çalışıyor. Sonunda karşımıza çıkan tablo, yalnızca İsrail’in halini değil, günümüz siyasetinin ilkesizliğini ve tutarsızlığını da gösteriyor.

12- 'Küba’nın sosyalizm inadındaki değeri kavrıyoruz'
27 Şubat-06 Mart 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek Küba Haftası’na yaklaşırken Jose Marti Küba Dostluk Derneği (JMKDD ) başkanı Gözde Kök ile görüştük.

13- Sanat üzerine ne okumalı? (Çağrı Kınıkoğlu)
İki büyük/ana düşünme yöntemi var, biri bilim, kavramlar aracılığıyla düşünmektir, diğeri sanat, imgeler aracılığıyla düşünmektir.

14- Dinselleşmeye karşı Türkiye’nin son kalesi (Özgür Şen)
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerici dalgaya karşı sol, bu memlekette aydınlanmacılığın ve laikliğin doğal sahibidir.



İndir