Elif Şafak’a baktığımızda bir kadın değil, iktidarın güvenli gölgesinde yıllarca keyif çatmış bir liberal görüyoruz
BİZ SENİNLE KAVGALIYIZ
Guardian’a geçtiğimiz hafta bir söyleşi hazırlayan Elif Şafak, Türk toplumunun cinsiyetçi ve ataerkil olduğundan bahsetti. Doğruluğu su götürmeyen bu gerçeklerden Britanya’da dertlenen Şafak, Türkiye’de pembe ve gri kapaklı “Aşk” kitapları basan kişi değil miydi?
Üçüncü sınıf yazarlık deneyiminde kadınlara kırılgan, nazenin rolü yakıştıran Şafak, aşk aforizmalarını pembe kapağıyla kadınlara, gri kapağıyla ise pembeyi fazla ‘kadınsı’ bulan erkeklere sunmamış mıydı?
Elif Şafak’ın tarikat şeyhinin dizinin dibine oturduğunu, İslamcılardan heyecan duyduğunu da mı hatırlamayalım? Yıllarca kalem oynattığı Zaman gazetesi, gericiliğin yayın organı değil miydi? Peki Türkiye’de kadın düşmanlığının en ısrarcı, en uzun soluklu temsilcisi İslamcılar olmadı mı?
Bugün AKP’yi ‘kırmadan’, ‘eski hallerini özledik’ diyerek eleştiren Elif Şafak’a baktığımızda bir kadın değil, iktidarın güvenli gölgesinde yıllarca keyif çatmış bir liberal görüyoruz.
Kendisinin mistisizm şekilli gericiliği kesin bir dille reddedilmeli, ‘kadınların anlatısı’nın dışına itilmelidir. Ne cinsiyetçilik eleştirisi ne özgürlükler alanının tehlikede olduğuna dönük eleştiri, Şafak’a kalmıştır.
Kadınların yeni bir yaşam hayalleri, laiklikle barışamayan, modernizm düşmanı Şafak gibilerle birlikte kurulamaz. Cemaatin müridinden, muhalif bir kadın hakları savaşçısı yaratılamaz. Tereddütsüz bir aydınlanma mücadelesi, gericileri bir kez olsun alkışlamamış, temiz, emekçi eller gerektirir.
Kalan zat-ı muhteremler aradan çekilmelidir.
Komünist Kadınlar