Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME, 42'nci sayısında "Komünist Parti'ye katılın, maskeli baloyu bitirin" çağrısında bulunuyor.
Komünist Parti Merkez Komite imzalı "Düzenin düzeni bozuldu" başlıklı bir değerlendirmenin de yer aldığı dergide bu hafta şu konu, başlık ve yazarlar var:
- Normal olmayanın normalleştirilmesi (Volkan Algan)
Kafanız mı karıştı? Her biri ayrı yöne bakan ve hepsi de çok ikna edici görünen yargılar arasında pusulanızı mı kaybettiniz? ‘Tüm bu acayiplikler son bulsun, gerçekten bu ülke bir normalleşsin’ diye mi düşünüyorsunuz? Rezalette zerre payı olmayan, komünistlere bakacaksınız. Rezilliğin normalleşmesine izin vermeyeceksiniz.
- Peki Suriye ne olacak? (Fırat Dağ)
ABD’nin bölge politikaları ve bu büyük emperyalist güç içindeki farklı odakların bu konudaki farklılaşan eğilimleri, Suriye’nin geleceği... Bunlar hakkında doğru ve gerektiği ölçüde kesinlik taşıyan bir fikre sahip olmadan Türkiye siyaseti anlaşılabilir mi?
- 'Sistem darbeyi yapanları kendinden sayıyordu'
Cemaatin kumpas davalarından olan Od atv davasında yargılanan ve 19 ay tutuklu kalan gazeteci Barış Terkoğlu, 15 Temmuz darbe denemesi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
- Dünyada 15 Temmuz: AKP'ye yarım ağız destek (Erman Çete)
İlk günlerde hükümet yetkililerinin de çok tekrarladığı 'darbede yabancı parmağı' konusu AKP'nin popüler propagandasında değerlendirilmeye devam ediyor ama resmi görüş ve açıklamalarda artık üzerinde durulmuyor. Oysa aklı başında herkes, girişimin uluslararası gerilimlerce belirlenen bir iklimin ürünü olduğunu kabul ediyor. İlk saatlerden başlayarak uluslararası basının ve yabancı devletlerin tepkilerine bir göz atmak istedik.
- Ne bekliyordunuz ve biz buradayız (Kemal Okuyan)
Peki bizler bu büyük oyunun kurallarına uymak zorunda mıyız? Dinci, Amerikancı, piyasacı… Bunlardan biri bile siyasette zararlı. Dolayısıyla bu büyük oyunun kurallarına da sonuçlarına da uymak
zorunda değiliz. Uymayacağız. Ne sinsi ne barbarız, olamayız da. Ancak bu düzenle ilişkimizde iflah olmayız, ölçüsüz bir nefretle yatıp kalkarız.
- Örgüt nedir, ne değildir? (Mehmet Kuzulugil)
Örgütlülük sadece eylemde kolaylık sağladığı için bir gereklilik değildir. Tersine, tarihsel sürece ışık tutmayan, eylemde kalıcılığı sağlayacak bir düşünce temeline/ortaklığına sahip olmayan bir örgütlülük fikri bizden uzak durmalıdır.
- Turizm işçisinin krizini soran var mı?
Hükümet bir dizi adım atarak turizm “sektörü”nün yaralarına merhem olmaya çalışıyor: Patronların acısı hafifletilirken, sektörde çalışan işçiler için hayat sürekli zorlaşıyor...
- Dünya komünistleri Türkiye'yi değerlendirdi: Baş şüpheli emperyalizm
Farklı ülkelerden komünist partilerin ülkemizde yaşanan gelişmelere bakışı, 'dışarıdan' ve emperyalizmin bütünlüğünü kavrayan bir anlayışın yararlarını da gösteriyor. Komünist partiler, gündelik hayhuyun dışından ve dünya ölçeğinden hareket ettikleri ölçüde ülkemizde yaşananları, Türkiyeli yorumculardan daha doğru olarak tahlil edebiliyorlar.
- Darbe ve demokrasi
Parlamento seçimlerinin, 'demokratik' devlet aygıtının ve hukukun varlığı, içinde yaşadığımız siyasal düzenin bir 'diktatörlük' olmasına engel olmuyor.
- Darbenin arkasındaki patronlar kim? (Özgür Şen)
Türkiyeli patronlar darbe girişimini öncesinde engelleyecek en ufak bir girişimde bulunmadılar. Tıpkı ABD'nin liderliğindeki Batı kampının yaptığı gibi... Türkiye'de darbe ve iç savaş senaryoları tartışılırken hiç ses çıkartmamak ve açıkça kazananın yanında olacağını belli etmek teşviğin dik alasıdır. Darbe başarılı olsaydı Türkiye'nin geleneksel sermaye sınıfının üç
aşağı beş yukarı aynı içerikte bir mesajı, bu defa usturuplu bir şekilde darbeyi öven sözcüklerle yayınlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.
İndir