İşçi sınıfı Erdoğan'dan güçlüdür

Yoldaşlarımıza, dostlarımıza, direngen sınıf kardeşlerimize çağrımız, tüm ülkede Erdoğan'la hesaplaşmak için Komünist Parti saflarında, onun belirginleştirdiği yönde hareket etmeleridir.

 

1 Mayıs işçi sınıfının, birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. 
Bizim gibi ülkelerde 1 Mayıs, her durumda bir takvim yaprağı olmanın ötesindedir.

2016 1 Mayıs'ı da, işçilerin bayram yaptıkları bir takvim günü değil, bir mücadele günü olarak anlam kazanmaktadır.
Bize göre, 1 Mayıs, gerici iktidarın, onun diktatör figürü Erdoğan'ın ülkemizin kaderini değiştirecek bir güçle, işçi sınıfı ile karşı karşıya geldiği gün olmalıdır.

Bu karşı karşıya geliş, bu hesaplaşma arayışı aslında uzun süredir 1 Mayısların içini dolduruyor.

Erdoğan hesaplaşmadan kaçma yolunu 1 Mayıs'ta kendi tarafını “polis gücüne” indirgemekte bulmuştur. “Devrimcilerin polisle karşı karşıya geldiği” 1 Mayıs, işçi sınıfının gerici iktidarla hesaplaşmasını gölgeler hale gelmiştir.

Bir yanlış, bu karşılaşmayı olduğu gibi kabul edip, 1 Mayıs'ı bütünüyle bir devrimci inatlaşma gününe çevirmektir. Bu yanlışın bedeli, alınterinden başka bir zenginliği olmayan, sömürü düzeninin ve gericiliğin asıl mezar kazıcısı olacak milyonları 1 Mayıs'ın dışına itmek olmaktadır.

Diğer yanlışsa, iktidarın 1 Mayıs'ı kazasız belasız atlatmak, toplumsal tepkiyi bayram havasıyla sulandırmak amacına hizmet eden uslu ve uzlaşmacı yolların seçilmesidir.

Bu noktada, Komünist Parti'nin 1 Mayıs 2016 ile ilgili sahip olduğu saikleri paylaşmak istiyoruz.

Bir: Bu 1 Mayıs Erdoğan ve yobaz rejiminden hesap sorma günü olmalıdır.
İki: 1 Mayıs’a kadar kalan günlere işçi sınıfının hesaplaşma çağrısı damga vurmalıdır.
Yani 1 Mayıs’ın öncesi, günün kendisinden, işte bu içeriğiyle daha önemlidir. 1 Mayıs gününü anlamlı kılacak olan çaba, o güne sıkıştırılacaksa, mücadele kaybedilmiş demektir.
1 Mayıs'tan önceki bir hafta alanlarda, işyerlerinde, yaşam alanlarında işçi sınıfının Erdoğan'la hesaplaşma cümlelerinin yayıldığı, geniş kitlelerin “hangi alanda polisle nasıl çatışacağını” değil 1 Mayıs 2016'da emekçilerin gerici iktidarla hesaplaşma konularını düşündüğü ve tartıştığı günler olmalıdır.
Üç: Bunların karşılığı 1 Mayıs 2016'nın emekçi yığınlarının ortak edildiği, birlikte harekete geçirildiği bir direniş ve hesaplaşma günü olmasıdır.

Komünist Parti'nin samimi çağrısı ve hattı budur.
* * *

Erdoğan'la hesaplaşmanın içeriği 1 Mayıs’ın öncesinde yaygın olarak propaganda edilmelidir. 1 Mayıs günü ise bu politika gereği geniş emekçi kitlelerin bir araya gelmeleri esastır, önceliklidir.

Bu açıdan örneğin İstanbul'da gerici despotlukla hesaplaşan kitlelerin gövde gösterisi anlamına gelecek bir "izinli miting alanı" arayışı hiç de yanlış değildir. Bunun "yeterince devrimci bulunmaması"nı yanlış buluyoruz. İktidarın dayatmalarına meydan okumak kadar önemli olan, kitlesel bir emekçi direnişinin 1 Mayıs'a damga vurmasının sağlanmasıdır.

Komünist Parti, bu yöndeki girişimleri cesaretlendirecek ve büyük bir kitlesel buluşmanın sınıf mücadelesinin geri çekildiği, düzen içi çıkış arayışlarının pazarlandığı bir zemine dönüşmemesi için de rol üstlenecektir.
Taksim'i ya da başka alanları geri kazanmanın yolu da bize göre bu yaklaşımdadır.

Partimiz, her durumda, yoldaşlarını, dostlarını ve emekçi kardeşlerini iktidar yalakası bir teslimiyetçilik ya da artık anlamsız bir tekrardan ibaret kalacak "rutin devrimcilik" dışında bir seçenekten yoksun bırakmayacaktır.

İktidarın dayatmalarına kafa tutmak doğrusudur ve partimiz bu konuda güncel bir kavgayı yürütmektedir. Ama bunun biçimsel ve heyecan yaratmaktan çok uzak bir direniş senaryosu ile başarılacağını düşünmeyiz.

* * *

Komünist Parti rejimle hesaplaşmanın 1 Mayıs’ı en küçük yerleşimlere kadar taşımak biçiminde yorumlanmasının bir başka kaçak güreşme olduğunu hatırlatmak durumundadır. “Her yer 1 Mayıs” sloganı, sınıfın birliğinin inkarıdır. Farklı yerlerde çalışan ve yaşayan emekçiler, birliklerini bu yerlere dağılarak değil, en önemli merkezlere akarak sağlarlar ve hissederler.

Komünist Parti bu 1 Mayıs’ın az sayıda bölge merkezinde güçleri olabildiğince birleştirerek kutlanmasını savunmaktadır.

Partimiz, göreli olarak büyük toplanmaların organize edilebildiği merkezlerde, mikro ölçeklere daralmayı kabullenmeden, emekçilerin, ilericilerin, işçi sınıfı aydınlarının devrimci arayışlarının buluşma noktası olacak, hükümet dayatmalarına karşı direnmenin zorunlu olduğu her yerde de "dar öncü eylemlerle" yetinmeyen, kitleleri harekete geçirmeye öncelik veren direnişçi bir çizgiyi benimseyecektir.

Emeğin ve ilerici düşüncenin toplumsal yaşama damga vurduğu emek havzalarının merkez kentlerinde yapılacak 1 Mayıs gösterilerinde, kitlesellik ve devrimci içeriği birleştirmeyi önemli buluyoruz. Ölçeğin ilçe merkezlerine daraltılması ise sınıfın birleşik gücünü “her yerde” göstermeye değil, bu gücü dağıtıp, ufalamaya yarayacaktır.

Komünist Parti olarak, belli merkezlerde yapılacak mitingleri andığımız hesaplaşma açısından önemsiyor ve bunların “bayram kutlamalarına”indirgenmemesi için dağınıklığa izin verilmemesi gerektiğini söylüyoruz.
* * *

Bir kural, bu yıl da değişmeyecektir: işçi sınıfının partisi, Türkiye'nin komünist partisi, dostları için güven, düşmanları için korku kaynağı olacaktır.

Yoldaşlarımıza, dostlarımıza, direngen sınıf kardeşlerimize çağrımız, tüm ülkede Erdoğan'la hesaplaşmak için Komünist Parti saflarında, onun belirginleştirdiği yönde hareket etmeleridir.